Şizofren Aşka Mektup / Cezmi Ersöz

Hiç şüphesiz beni derinden etkilemişti. Bir kadın ve erkek ilişkisi onların mektuplaşmalarında, dillerinde canlanıyor. Kitabı ezberleyecek kadar çok okudum ve sanırım her sayfada altı çizili cümlelerim var. (: İlişki bittikten hemen sonra okunmaması gereken bir kitap bence. Biraz dağıttığı gerçek..


"Bir anahtar deliğinden, ruhun bana akıyordu.."
Gözleriniz dolu dolu kapanan bir kitap.

"Ben diye ne varsa gördüğün, işte o senin yokluğun." dediği satırlarda bir nefes alma ihtiyacı duyduğum kitap.. 

"sensiz geçen gecelerde yüregimde biriken kiskançligin, öfkenin, kirginligin ve hasretin hummali karanligi, sana kavustugum anlarda sevinçten çildirmanin esiginde tarifsiz bir hazza dönüsürdü... 
sana yeniden dokunmak, sanki bulutlara öpücükler kondurmak gibiydi... 
huzurla huzursuzluk, hasret ve kavusma, ask ve öfke, merhamet ve acimasizlik,kirginlik ve bagislama her sey ama her sey sevgimizin taskin sularinda birbirine karisirdi. 
iki kalbin bir ömre sigdirabilecegi tüm duygulari biz o kisacik anlarda soluk soluga yasardik...
hala seninle geçirecegim anlarin telasiyla tüketir gibi yasiyorum sensiz geçen günlerimi... 
yillar geçti, hala seni görecek olmanin kalp çarpintilariyla, yalniz senin için giyiniyorum en güzel giysilerimi. 
sen güzel bulasin diye geçiyorum aynalarin karsisina...
seninle geçen zaman bir daha tekrari olmayan, dogaçlama bir melodi gibi benim için... 
sanki birlikte yazilmis kaderimizin sayili dakikalarindan an çaliyorum... 
öylece karsinda oturup seni seyretmeyi,sana yemek hazirlamayi, seninle sohbet etmeyi ,dostlarini agirlamayi, seninle birlikte uyumayi, yani paylastigimiz ne varsa 
hepsini bir daha asla okuyamayacagim bir siiri kelime kelime içime sindirir gibi, soluk soluga hissederek yasiyorum..."

Bana kalsa sanırım tüm kitabı buraya yazarım :) Arka kapak yazısını ekleyip konuyu kapatacağım. Ama okuyun. Mutlaka okuyun!

Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim? İçimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkûm, ezilmiş, kapılarda bırakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen, o sevdalı kadın mı? İkisi de olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa, diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum.

0 yorum:

Yorum Gönder

Sonraki Kayıt Ana Sayfa

Followers


Recent Comments